Kur’an-ı Kerim insan zihninin ulaştığı ve ulaşacağı her türlü bilgiden bir öz ya da işaret olarak bahseder. Her şey için bir açıklama, bir doğru yol ve rahmet kaynağı olan Kur’an’da kainatın varoluşuna dikkat çekilir, insanoğlu bunlar üzerine düşünmeye ve bunları araştırmaya sevk edilir. Allah’ın hizmetimize sunduğu pek çok sanat harikası, isimleriyle ya da özleriyle Kur’an’da yer alır.
Bağlı ve bostanlı bahçeleri, tatları çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, yaprakları ve meyveleri birbirine benzeyen ve birbirinden farklı zeytin ve narları yaratıp yetiştirenin Allah olduğu ifade edilir. İnsanlara o ağaçların meyve verince meyvesinden yemek, toplandığı ve biçildiği günde de hakkını vermek, eşe dosta konu komşuya o meyvelerden ikramda bulunmak ve onları boşa harcayıp aşırıya gitmemek tavsiye edilir. (En’am 6/141)
Sebze ve meyve, zeytinyağı ağırlıklı beslenmenin sağlığımıza hizmet ettiği bilinir. Meyve ve sebzeler doğal mevsiminde ve taze iken vitamin ve mineral değerleri, antioksidan maddeleri daha yüksek olur. Bu genel faydalarının yanı sıra her bir Kur’an meyvesinin acaba ne gibi faydası bulunur?
Hurma
Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen meyvelerden en çok bilineni Cennet meyvesi olan hurmadır. Hurma ağacı yaprağını dökmeyen bir ağaç, aynı zamanda Peygamber Efendimiz (SAS)’in insana benzettiği bir meyve ağacıdır. (Buhari, İlim 14, 50; Müslim, Sıfatü'l-Kıyame 63; Tırmizi, Emsal 79)
Kur’an’da küme küme tomurcuğu olan uzun boylu hurma ağaçlarının Allah tarafından kullara rızık olsun diye yetiştirildiği, su ile ölü bir memlekete can verildiği anlatılarak ölümden sonra kabirden çıkış da buna benzetilir. (Kâf, 50/10-11)
Allah’ın Hz. Meryem’in (ra) doğumunu kolaylaştırmak için sunduğu meyve (Meryem, 19/ 25) olan taze hurma Eylül-Ekim aylarında ağacından toplanır. Kuru hurma ise dört mevsim, doyurucu ve lezzetli bir besin olarak sofralarımızda yerini alır.
Peygamber Efendimiz (SAS)’in iki günlük yiyeceğinden biri mutlaka taze yahut kuru hurma olmuştur [Müslim, Zühd 25]. Taze hurmanın beyin sağlığını ve kalp damar sağlığını desteklediği, kronik hastalıklara karşı koruyucu olabileceği belirtilir. Taze hurma potasyum, magnezyum, selenyum gibi temel mineraller; C, A, B grubu vitaminleri, özellikle B3 kaynağı. Yaş/taze hurma folik asit ve B12 den baskın, kan şekerini yavaş yükseltir. Kuru hurmada şeker içeriği yükselir, diğer B vitaminlerini baskın hale gelir. Dünyanın farklı yerlerinde çeşit çeşit hurma yetişir. Peygamber Efendimiz (SAS)’in şifalı olduğunu buyurduğu (Tırmizi, Tıb, 22) Acve hurması daha az şekerli bol lifli yapısıyla dikkat çeker.
Mübarek meyvedir: Zeytin
Hurmadan sonra hemen akla gelen “mübarek meyve” (Nur, 35) zeytin meyvesi ki onu hem meyve olarak hem yağ olarak tüketmek mümkündür. Kur’an’da bu ibret verici yönüne işaret edilerek gökten suyun bir ölçü dâhilinde indirildiği, onu yerde faydası için tutanın Allah olduğu, Allah’ın suyla yetişen bir zeytin ağacı yarattığı, zeytinin yiyenler için hem yağ hem de katık olduğu ifade edilir. (Mü’minûn, 23/20)
Zeytin birçok peygamberin yurdu olan Doğu Akdeniz coğrafyasının meyvesi olarak ismine Kur’an’da yemin edilen kıymetli bir meyvedir. (Tin, 1-3) Zeytinyağının sürekli güneş gören ağacı sayesinde berraklığı, güzelliği ve duruluğu da Kur’an’da vurgulu bir şekilde anlatılır. Peygamber Efendimiz (SAS) de zeytinyağını yemeyi ve onu cilde sürmeyi tavsiye etmiş, bereketi bol ve mübarek bir ağaçtan geldiğini söylemiştir. (Ahmed b. Hanbel, III, 497).
Zeytin meyvesi diğer meyvelerin aksine yüksek doymamış yağ oranına sahiptir. Vücuda gıdalar yoluyla alınması şart olan protein yapıtaşlarından 6 tanesini içerir. Zeytin aynı zamanda provitamin A, E ve B grubu vitaminleri; demir, kalsiyum, potasyum, fosfor, manganez, magnezyum ve bakır mineralleri de içerir.
Zeytinde bulunan oleuropein maddesinin acı tadı taze zeytin tüketmemize engel olur. Turşusu kurulurken yalnızca tuz kullanılırsa yenebilir olduğu gibi faydalı hale de gelir. Yine ibretliktir ki yeşil zeytin ve siyahımtırak zeytin aslında aynı ağacın meyveleridir. Zeytin ham toplandığında yeşil renkte, A ve C vitamini yönünden baskın olur. Dalında olgunlaşan zeytin siyahımtırak bir renk alır; doymamış yağlar, fosfor ve sodyum yönünden daha baskın hale gelir.
Zeytinin kalp damar sağlığına, sinir sistemine, iyi huylu kolesterole faydalı, ödem çözücü, kansere ve kemik erimesine karşı koruyucu etkileri ortaya koyulur. Zeytinyağı lezzetiyle Akdeniz’in, sağlık yönüyle Akdeniz diyetinin incisidir. Yalnızca bazı zeytin türlerine has olarak rafine edilmeden tüketime uygun hale gelir. Salatalar için uygun olan soğuk sıkım sızma zeytinyağı ile hem salatalarda hem sıcak yemeklerde kullanılabilen natürel birinci zeytinyağı; içeriğindeki faydalı bileşenlerin en fazla korunduğu iki zeytinyağı usulüdür.
Salkım salkım çeşit çeşit tefekkür meyvesi: Üzüm
Kur’anda insan yediğine ibretle bakmaya yönlendirilir. Üzüm Yüce kitabımızda 11 yerde ismi geçen ve bizleri tefekküre yönlendiren bir meyvedir. Yağmuru dilediği kadar döken, yeri bitkileri çıkarmak için göz göz yaran, yerde taneler ve üzümler yetiştiren Allah’ın bunları insanlar ve hayvanların faydalanması için yaptığı bildirilir (Abese, 80/24-32)
Yeryüzünde birbiriyle komşu kıtalar ve bu kıtalarda üzüm bağlarının meyvelerindeki tadın farklı ve birinin diğerinden üstün tutulduğu, insanın aklını kullanarak bunlardan delil ve ibret alması hatırlatılır. (Ra’d, 13/4)
Dünya genelinde üzümün on binden fazla çeşidi olduğu bilinir. Anavatanı Anadolu olan üzüm, envai çeşidiyle Temmuz ayından Ekim ayına kadar tazesi tadılabilen bir meyvedir. Salkımlar halinde yetişen ve bir salkımında yüzü aşkın üzüm tanesi bulunan üzüm, enerji, zindelik ve ferahlık verir. Özellikle siyah üzümün kabuğu ve çekirdekleri sağlık yönünden öne çıkar. Üzümün kabuğunda bağışıklık ve zihin sağlığı açısından olumlu etkileri bilinen resveratrol ve melatonin maddeleri bulunur. Üzüm, kalsiyum, potasyum, sodyum, çinko ve demir mineralleri, B1 ve B8 vitaminleri kaynağı, A, B2, B3 ve C ve K vitaminleri de içerir. Üzümün kalp-damar rahatsızlıklarını önleyici, kötü kolesterolü düşürücü, bağışıklığı güçlendirici, fiziksel ve zihinsel yaşlanma geciktirici etkileri ortaya koyulur. Üzümün bereketi mevsiminden taşar; kuru üzüm, fermente üzüm sirkesi, üzüm pekmezi şeklinde dört mevsime yayılır.
Peygamber Efendimiz (SAS)’in “sirke ne güzel katıktır” (Müslim, Eşribe) diyerek ekmekle yediği gibi mikroplara ve kansere karşı koruyucu, kan şekerini dengeleyici etkileri de bilinir. Üzüm pekmezi de demir ve çinko içeriğiyle öne çıkar.
Bereketli ve lezzetli nimetler
Allah’ın sözü Kur’an-ı Kerim, dünya hayatının sonuna kadar insanoğlu için bir rehber ve kılavuz. İnsanları ve alemleri var eden Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de bazı meyvelerin ismini anar. Çeşit çeşit meyvelerin isimlerinden, var olma süreçlerinden ve varoluş gayelerinden bahseder. Yeryüzünden buharlaşan suyun temizlenerek yağmur olarak inmesi, toprağı nemlendirmesi, verimli hale getirmesi, göz göz yarılan o topraktan tohumların filizlenmesi, çeşitli bitkilere ve meyvesi yenen ağaçlara dönüşmesi ibretle bakan ve inceleyen gözlere ve akıllara bu sistemi kusursuz bir var eden olduğu mesajını verir. Kur’an’da gökleri ve yeri yaratanın; semadan, gökyüzünden yağmur indirip onunla insanlar, hayvanlar ve bütün alem için rızık olarak meyve ve mahsuller çıkaranın Allah olduğu bildirilir. (İbrahim 14/32)
Meyve ve sebzeyi mevsiminde ve kararınca tüketmek sağlığımız açısından çok faydalıdır. Tatlı meyvelerden olmasa da Kur’an’da ismi geçen meyvelerden olan zeytinin hem meyvesi hem yağından faydalanılır.
Bir tanede bin bereket
Kur’an’da ismi anılan meyveler arasında hurma, zeytin ve üzümün ardından iki “cennet meyvesi” narın ismi de üç yerde bulunur. (Rahman 55, 68). Gökten su indiren Allah’ın, her şeyin bitkisini onunla çıkardığı belirtilir. İlk önce bir yeşil filiz; bu filizden birbiriyle benzeşen ve benzeşmeyen başak ve salkım gibi birbiri üzerine binmiş taneler ve nar bahçelerini nasıl çıkardığı tarif edilir. Her birinin meyvesine önce meyvenin ilk yetiştiği sırada, bir de olgunlaştığı sırada bakmak öğütlenir. Allah’a inanan bir toplum için bunlarda elbette birçok ibret olduğu vurgulanır. (En’âm, 6/99)
Nar; anavatanı Akdeniz olan bir diğer meyvedir. Haziran-Temmuz aylarında göz alıcı, kırmızı renkli, iri çiçekler açar. Narın çiçeğinden demlenen bitki çayı vücuttan zararlı maddelerin atılmasına katkıda bulunabilir. Nar meyvesi, kuru ve buruk kabuğunun içinde ferahlık veren ekşi ve tatlı sulu bir özü saklar. Bir nar meyvesi yüzlerce taneyi ve her tanede bir çekirdeği barındırır. Ağırlığının yarısından çoğunu sağlığa faydalı antioksidan maddeler, özellikle antosiyaninler oluşturur. Nar meyvesi B ve C vitaminleri kaynağıdır ki yeşil çaydan 3 kat fazla antioksidan içerir. Narın, çekirdeklerinden tanesine, kabuğundan suyuna kadar faydalarını saymak zaman alır. Narın suyu bile antioksidan etkilidir. Narın kalp damar sağlığını, ağız sağlığını, karaciğeri koruyucu; tansiyon düşürücü, ödem çözücü, metabolizmayı düzenleyici; antimikrobiyel, kanserden koruyucu etkileri bulunur. Ekşi nar tatlı nara göre kan şekerini daha az yükseltir. Her mevsim karar miktarınca kullanmak için narı mevsimi dışında buzlukta saklamak mümkündür.
Faydasına yemin edilen; İncir
Binlerce çekirdeği bulunan ve hem kabuğu hem çekirdekleriyle yenen nadir meyvelerden olan incir, Yüce kitabımızda yeminle anılır. Allah (CC), incire ve zeytine, bunların yetiştiği Peygamber diyarı olan beldelere, Sînâ dağına ve güven veren Mekke şehrine yemin ederek insanı hakikaten ne güzel biçimde yarattığını veciz bir şekilde hatırlatır. (Tin, 95/1-4)
İncir meyvesi Peygamber Efendimiz (SAS)’in de yenilmesini tavsiye ettiği Cennet meyvelerindendir. Ülkemizde en çok üretilen meyvelerden biri olan incir, kuvvetli antioksidan, prebiyotik diyet lifi kaynağı; A, B2, B3, B6, C, E ve K vitaminleri deposudur. Gıdalar yoluyla vücuda alınması gerekli olan 9 protein yapıtaşının ikisini bünyesinde bulundurur. Sodyum, bakır, manganez, demir, magnezyum, potasyum, kalsiyum mineralleri içerir. İncirin bağışıklık sistemini destekleyici, kolesterolü ve kan şekerini dengeleyici, sindirime yardımcı etkileri belirtilir. Kuru incirin kan şekerini taze incire göre daha fazla yükselttiğini hatırda tutmak gerekir.
Yazın habercisi, Kiraz
Kiraz meyvesi, ülkemizde baharın bitişinin yazın gelişinin müjdesidir. Kur’an-ı Kerim’de bu meyve Cennet meyveleri arasında muzla birlikte anılır; dikensiz Arabistan kiraz ağacı, meyveleri kat kat dizilmiş muz ağaçları ve birçok meyveler adeta canlandırılır, bu meyveler arasında Cennet sakinlerinden bahsedilir. (Vâkıa, 56/28-33)
Kirazın hem meyvesi, meyve sapları, çiçekleri ve gövde kabuklarından faydalanılır. Meyveleri gıda olarak tüketilir, diğer kısımlar ise kurutularak ilâç yapımında kullanılır. Kiraz meyvesi potasyum minerali, diyet lifi, antosiyanin gibi çeşitli antioksidan maddeler ve C vitamini kaynağıdır. Düşük kalorisiyle dikkat çeken bu meyve limondan daha zengin bir C vitamini deposudur. Sodyum, magnezyum, demir, fosfor ve kükürt mineralleri içerir. Kansere, ruh ve sinir hastalıklarına karşı koruyucu, ödem çözücü, damar tıkanıklığını önleyici ve ağrı kesici etkileri ortaya konulur. Kirazın yalnız meyvesi değil çekirdekleri ve yaprakları da kullanım alanı bulur. Kiraz çekirdekleri antimikrobiyel, kiraz yaprakları ödem çözücü etkisiyle bilinir. Kiraz sapları kurutulup çay gibi demlenip içilebilir.
Başlı başına bir öğün, Muz
Kur’an’da Cennet meyveleri arasında kirazla birlikte ismi anılan muz, tropik yerlerde dört mevsim yetişen bir meyvedir. Ülkemizde de sonbahar mevsiminde meyvesini verir. Muz meyvesi antioksidan maddeler, provitamin A, C ve E vitaminleri ve biyojenik aminler yönünden zengindir. İyi oranda potasyum ve demir, ayrıca fosfor, magnezyum, kalsiyum mineralleri içerir. Muzun tansiyonu düzenleyici, kasları besleyici, hücre yaşlanmasını geciktirici etkilerini ortaya koyulur. Muzdaki serotonin ve dopamin, ruh halini dengeler, depresyonu önlemeye yardımcı olur. Özellikle yeşil, ham muz, dirençli nişasta içeriğiyle açlık kan şekerini ve kolesterolü düşürücü, insülin duyarlılığını artırıcı etki gösterir. Muz prebiyotik lif etkisiyle mineral emilimini artırır, bağırsaktaki faydalı bakterileri besler. Uzun süre tokluk hissi verme özelliğine sahip muz tropik bölgelerde ana öğün yerine tüketilir.
Kur'ân-ı Kerîm, envai çeşit ilim ve bilgilerle dolu bir denize benzetilir. Bu denizin incilerini elde etmek isteyenler onu derinlemesine okuyup anlamaya çalışır, derinliklere dalar. Ayetler aynı zamanda gelecekte yer alacak ve zaman içinde anlaşılacak bilgiler, hazineler de saklamaktadır. Her devirde Kur’an’ın içeriği ve anlamları üzerine yapılan araştırmalar farklı, çeşitli, zengin sonuçlara ulaşmıştır.