İletişim ve Zarafet Eğitmeni Suna Okur, bireylerin hem kendilerine hem de çevrelerine duydukları saygının en önemli göstergesinin, kullandıkları dil ve sergiledikleri davranışlar olduğunu vurguladı.
Nezaket, Sadece Kural Değil; Bir Yaşam Biçimidir
Okur konuşmasında, günümüz dünyasında hızla artan iletişim sorunlarının ve toplumsal gerginliklerin temelinde, saygı ve nezaket eksikliğinin yattığına dikkat çekti. “Bugün unuttuğumuz pek çok şeyin başında aslında çok basit olan bazı kelimeler geliyor: Lütfen, teşekkür ederim, özür dilerim… Oysa bu kelimeler ilişkilerin zeminini sağlamlaştırır, karşımızdakine değer verdiğimizi gösterir,” ifadelerini kullandı.
Toplumun tüm kesimlerine hitap eden açıklamasında, nezaketin bir erdem olduğunu belirten Okur, bu erdemin yalnızca bireysel ilişkileri değil, sosyal huzuru da doğrudan etkilediğini söyledi. “Nazik bir insan, sadece kendi çevresine değil, yaşadığı topluma da iyilik ve güzellik katar,” diyerek, bireylerin günlük hayatlarında küçük ama anlamlı adımlar atabileceğini hatırlattı.
Nezaketin, bireye çocuk yaşta kazandırılması gereken bir bilinç olduğunu vurgulayan Okur, bu sürecin ilk basamağının aile olduğunu belirtti. “Bir çocuk, nazik olmayı evde görür, okulda pekiştirir. Ailede söylenen bir ‘teşekkür ederim’ ya da öğretmenin bir öğrencisinden ‘rica ederim’ diye söz alması, o çocuğun ömür boyu taşıyacağı bir alışkanlığa dönüşebilir,” dedi.
Sosyal Medyada Dilde Nezaket Önerisi
Dijital iletişimdeki dil kullanımına da değinen Okur, sosyal medya gibi mecralarda nezaketin sıkça ihmal edildiğini söyledi. “Sanal ortamda gerçek kimliğimizin arkasına saklanmadan, en az yüz yüze konuşur gibi bir nezaketle yazmak zorundayız. Çünkü kelimeler sanal olabilir, ama duygular ve etkileri gerçektir,” diyerek dijital dünyada da saygının korunması gerektiğine dikkat çekti.